Serbest Cumhuriyet Fırkası
- irfankab
- 21 Kas 2016
- 4 dakikada okunur
Ali Fethi Bey,1880-1881 Yılında doğmuştur. Bugün Makedonya'da bulunan Pirlepe doğumludur. Harbiye Mektebinden 1900 yılında teğmen rütbesiyle mezun olmuştur. 1904'te kurmay yüzbaşı olarak 3.ordu emrine verilmiştir.Ocak 1909'da Paris askeri ataşesidir. Ekim 1911'de Trablusgarp'ta savunma kuvvetlerine katılmıştır.Nisan 1912'deki seçimlerde Manastır Milletvekilidir.Meclisin kapatılmasından sonra Kasım 1912'de Çanakkale Boğazı Mürettep Kuvvetler kurmay başkanıdır.13 Ekim 1913 yılında Sofya elçisidir.Aynı dönemde Mustafa Kemal Sofya'da askeri ataşedir. Birlikte oldukları bu dönemde eski dostluklarını pekiştirirler. Ali Fethi Bey, 8 Aralık 1917'de İstanbul Milletvekilidir. Ekim 1918'de Dahiliye Nazırıdır. Kasım 1918'de istifa eder. 10Mart 1919 yılında tutuklanır ve 2 Haziran 1919'da Malta adasına sürgüne gönderilir. Mayıs 1921'de serbest bırakılır.Aynı yılın 15 Ağustosunda İstanbul Milletvekilliğine seçilerek 1.Dönemde milletvekili seçilerek TBMM'ne katılır.Ekim 1921'de Dahiliye Vekili olur ve 4 Ekim 1922'de istifa eder. İkinci dönem yeniden İstanbul Milletvekili seçilir.13 Ağustos 1923'de Müdafaayı Hukuk Gurubu Başkan Vekilliğine getirilir .1 Kasım 1923'de TBMM Başkanı olur.22 Kasım 1924'de Başbakandır.2 Mart 1925 yılında Başbakanlıktan istifa eder.11 Mart 1925'de Paris Büyükelçiliğine tayin edilir.1930 Yılının 22 Temmuzunda Ali Fethi Okyar iki aylık iznini kullanmak üzere ailesiyle birlikte Paris’ten İstanbul’a gelir.Boğaziçi’ne geçer, Necmettin Molla Beyin köşkünde misafir olarak ağırlanacaktır.

Daha Paris’teyken ortalıkta dolanan bir söylenti vardır: “Bu defa Gazi Fethi Beyi tekrar Paris’e göndermeyecek ve mühim bir vazife ile Türkiye’de alıkoyacaktır.”Ali Fethi Bey bu duyumu, daha önceleri de aldığı ve gerçekleşmeyen söylentilerden biri olarak düşünür. Onun kanaatine göre, bu duyum Gazi kaynaklı değildir.Ali Fethi Bey’in Necmettin Molla yalısına geldiği gün Gazi Yalova’dadır.Fethi Bey, varış günü Yalova’ya Gazi Hazretlerine telgraf çekerek kendileriyle görüşmek isteğini belirtip müsaadelerini rica eder.Derhal gelen yanıt telgrafı şöyle demektedir:”Fethi Beyefendi/Sarıyer-Paris Büyükelçisi/ İstanbul. Hoş geldiniz.Hasretle teşrifinizi bekliyorum,kardeşim. Reisicumhur G.Mustafa Kemal” Bunun üzerine ertesi günü akşamı Ali Fethi Okyar Yalova’da Mustafa Kemal’in huzurundadır.O akşam tarih konularının yoğun tartışıldığı,konuyla ilgili olanların ağırlıkta bulunduğu bir masa vardır:Samih Rıfat Bey, Reşit Galip Bey,Müderris Yusuf ZiyaBey, Müderris Sadri Maksudi Bey,Yusuf Akçura Bey masadadır ve geç vakit başkaca bir şey konuşulmadan dağılırlar.Ali Fethi Okyar ertesi gün eski arkadaşı olan Rize mebusu Fuat Bey’i görür.Fuat Bey bu görüşmede Fethi Bey’i uyarır: “Sana bir muhalif fırka teşkili teklif olunacaktır. Sakın bu teklife kapılma,sana yazık olur.”Birkaç gün muhalif fırka üzerine tek söz edilmeden geçer.Bir akşam daha önceleri alkol almaya teşvik etmesine rağmen Gazi Fethi Bey’e içmemesini söyler.İşte o akşamın sonunda diğer misafirler gittikten sonra konu açılır.

Mustafa Kemal’in yanında Ali FethiBey ve Samsun valisi Kazım Paşa kalmıştır. Mustafa Kemal muhalif bir fırka kurulması gerektiğini açıklar:“Memlekette muhalif bir fırka teşkil etmek lazımdır.Böyle bir fırka oluşursa mecliste eleştiri daha serbest olur. Örneğin siz böyle bir fırkanın başına geçerseniz bildiklerinizi serbestçe mecliste söylersiniz;bu suretle tatbikatta görülen bir çok hatanın önü alınmış olur.”Sonraki gün olan konuşmalarında düşüncesini dahada belirgin olarak ortaya koyar: “Bugünkü manzaramız aşağı yukarı bir diktatörlük manzarasıdır.” der.“Vakıa bir meclis vardır,fakat dahil ve hariçte bize diktatörlük nazariyle bakıyorlar.” diye sürdürür... Ardından bir olay anlatır:“ Geçen sene Ankara’yı ziyaret eden Alman muharrirlerinden Emil Ludwig bana şekli idaremiz hakkında tuhaf sualler sormuş ve diktatörlüğümüze kanaat ederek geri dönmüş ve bu kanaatini de yazmıştır.Halbuki ben cumhuriyeti şahsi menfaatim için yapmadım:Hepimiz faniyiz.Ben öldükten sonra arkamda kalacak müessese bir istibdat müessesesidir.Ben ise,millete miras olarak bir istibdat müessesi bırakmak ve tarihe o suretle geçmek istemiyorum. Bütün müşküllere katlanacağız.Sizin dostluğunuza, ahlakınıza, malumatınıza itimadım vardır.Mesele memlekette cumhuriyetin şahısların hayatına bağlı kalmayarak kökleşmesidir. Siz bu işi deruhte etmelisiniz.”Gazi’nin bu sözleri üzerine Ali Fethi Okyar:“Fikriniz çok parlaktır.Filvaki bugünkü şekli idare lafzen cumhuriyet ise de cumhuriyetten ziyade diktatörlüğe müşabihtir. Halbuki cumhuriyeti şahısların hayatına bağlı tutmak tehlikelidir.Cumhuriyeti şahsi idare şeklinden kurtararak gayri şahsi hale koymak hepimiz için bir vecibedir. Bu gayeyi temin için teşebbüs almanızı bütün kalbimle tekrar taktir ve tebrik ederim ve itikadımca bu teşebbüsünüz şimdiye kadar kazandığınız muvaffakiyetlerin en parlağı olacaktır.Fakat mesele çok müşküldür.Kuvvet ile idareye alışmış olanlar serbest münakaşa ve ikna tarikiyle hükümeti idarede müşkülat çekerler. Yalnız şurası var ki kuvvete dayanarak hükümet yapmak kolaydır.Size yakışan ise,güç olan ikinci şıkkı tatbik edebilmektir.Bana gösterdiğiniz itimat ve verdiğiniz vazifeden dolayı çok müteşekkirim fakat alacağım vazifenin müşkülatına da müdrikim.” der.Sonrasında, Gazi ve İsmet Paşa bir ağızdan “Biz size yardım ederiz” derler. Gazi kurulacak olan yeni fırka için: “Memlekette birçok adamlar sizin arkanızdan gelebilir,hatta Kazım Karabekir Paşa,Refet Paşa gibi zevat da sizinle teşrik-i mesai ederlerse bunda hiçbir mahzur görmüyorum. Yalnız,bugünkü fırkanın sağında hiçbir teşekküle müsaade edemem.Yeni teşekkül ancak Halk Fırkasının solunda bir mevki alır.” diyerek gelecek için hayati düzeyde önemsediği tehlikelere dikkati çeker. O, gelenekselci, muhafazakar bir partinin geleceği karartacağı kanaatindedir.Fethi Okyar’ın bu kanaate yanıtı şöyle olur:”Ben öteden beri hürriyet taraftarıyım, binaenaleyh benim teşkil edeceğim fırka liberal bir fırka olur.” Ve devamla konuşmasını şöyle tamamlar: ”tabiatıyla böyle bir fırka Halk Fırkasının solunda bir mevki alır.”Bunun üzerine fırkanın ne isim alabileceği konusunda tartışılır.Uzlaşma sağlanamaz ve ileride düşünülmek üzere konunun görüşülmesi sonraki günlere bırakılır.Ali Fethi Bey rahat düşünmek,hem de ailesini görmek üzere İstanbul’a dönmek için Gazi’den izin ister. Aldığı yanıt kısadır:”Beraber İstanbul’a gideriz.” Ertuğrul yatı hazırlanır ve 2’ye doğru yatla İstanbul’a hareket ederler.Gazi ertesi gün akşamı için Ali Fethi Bey’e bir buluşma adresi verir:

“Yarın akşam Necmettin Molla Bey’in köşkünde akşam yemeği yiyeceğim.”Fethi Bey sabah erken saatlerde Büyükdere’ye gelir, Mustafa Kemal ise Dolmabahçe’ye dönmüştür.Akşam saati 21.00 civarlarında Gazi Paşa Büyükdere’ye, Necmettin Molla Köşkündeki akşam yemeğine teşrif eder.Rıhtımdan yürüyerek gelirler ve yalının içinden geçerek arka bahçeye yürüyüşlerine devam ederler.Bu sırada Meclis Reisi Kazım Paşa Fethi Bey’in koluna girer ve ona şöyle der: “Motorda Gazi ile fırka meselesi hakkında epey görüştük.Ben Halk Fırkası içinde bir muhalefetin yapılması fikrinin kabulü için çalıştım.Gazi buna temayül eder gibi oldu.Siz de bu noktada ısrar ediniz.”Bu esnada bahçeye gelmişlerdir.Ali Fethi Bey Gaziye yanaşır.Mustafa Kemal az önce koluna girmiş Meclis Başkanının söylediklerine tanık olmuş da aynı fikirde olmadığını belirtir gibi: “Sizin fırkanızın ismini buldum:Serbest Cumhuriyet Fırkası.Bu isme ne dersiniz?”Der.Serbest kelimesinin tam anlamıyla liberal çağrışımı veremeyeceği kanaatinde olmasına rağmen ‘Serbest Cumhuriyet’ tabiri Ali Fethi beyin hoşuna gider.İsmi beğendiğini belirtir.Fakat yine de işe mevcut partide başlamanın daha doğru olacağını söylemek ihtiyacı hisseder.Gazi,bunun mümkün olamayacağını ve ayrı fırka yapmak lazım geldiğini belirtir.Gazi bir ara Ali Fethi Bey’in refikasıyla sohbet eder:-”Bir daha Paris’e dönmeyeceksiniz gibi gözüküyor.”-”Ümit ederim ki bir sene daha Paris’te kalırız ve tasavvurunuzu ondan sonra tatbik edersiniz.”-”Hayır,hayır bir sene sonra değil,derhal,hatta yarın bu iş olmalıdır.”Gazi Büyükdere’den ayrılırken Fethi Bey’den bir-iki güne kadar Yalova’ya gelmesini ister. Fethi Bey 6 Ağustos’a kadar Büyükdere’de kalır.Bu süre içinde hep fırka işini düşünür.1930 yılının Ağustos ayıdır. Sarıyer’in aynı yılın 15 Mayıs’ında ilçe olduğu bilgisinden hareketle,yeni bir ilçede,yeni bir partinin kurulmasına ve isminin ne olacağına karar verilmiştir.Ali Fethi Okyar,bu süre sonunda Gazi’nin teklifini kabul etmeye karar verir.Bu kararını kendisine bildirmek üzere Yalova’ya gitmek ister.Söğütlü motoru Ali Fethi Bey’i almak için Büyükdere’ye gelir. Ankara’da iken Büyükdere’deki ailesini ziyarete gelmiş olan Kütahya mebusu Nuri Bey’le birlikte Yalova’ya hareket ederler...

Kommentare